Ben Neyim?

Ben Neyim?

İnsanoğlu yüzyıllardır ne olduğu, kim olduğuna dair keşifler yapmaya çalışıyor.


Teorisyenler, bilim adamları, arkeologlar ve bir çok araştırmacıların temelindeki en büyük soru BEN KİMİM? (belki daha da doğrusu insan ne?)


Kim olduğunu öğrenme arzusu içinizde belirli bir arayışla ortaya çıkıyor. Toplumun çoğunluğuna baktığınızda böyle bir arayışı yok. Geçim derdi, çocukların okulları, ev kirası ödememek için krediyle satın alınan evin ödemeleri, üniversite eğitimi gibi gündemler varken aslında gerçeği keşif yolculuğumuz çok sonraları başlıyor. Ama öyle ya da böyle herkes bu soruyu acı çektiği, büyük bir kayıp yaşadığı anda soruyor.


Evet gerçekten ilginç bir soru değil mi? Beden ve ruh bir arada bulunduğu dünyada bir deneyim yaşıyor. Doğuyoruz nereden geldiğimiz belli değil, ölüyoruz nereye gittiğimiz de belli değil! Arada ise yıllarca süren bir yaşam var.


Gelin şimdi bu yazımda tesadüfe ve ya olaylara dayanmadan, bilinçli bir şekilde konuya girelim;

Quantum fiziği ve gözlemci


Bilim quantum fiziğini keşfetti. Eski newton kuralları artık geçerli değil. Materyalist yaklaşım çoktan çöktü ve yerini enerjinin varlığı aldı. Ne demek istiyorum?


Atomu incelediğimizde bize öğretilen içinde etrafında dönen elektronlar, protonlar şeklindeydi. Şimdi ise öyle keşifler yapıldı ki akıl duruyor! ( zaten durmalı da! )


Bir atomu incelediğinizde içindeki boşluk oranı %99,999999 oranında. Yani bir hiçlik var.


Geriye kalan ise madde. Madde ise sadece gözlemci pozisyonunda baktığınızda beliriyor.


Aslında dalga boyutu şeklinde var oluyor. Peki bu genel anlatımdan yola çıkarsak eğer gözlemci pozisyonuna geçer, yani dışarıdan bir gözle bakarsak içimizdeki fırtınaları keşfedip onları süt liman hale getirebilir miyiz?


Evet kesinlikle getirebiliriz! Peki ilerlemeye devam edelim.


Ama öncesinde;

Önemli uyarı


Bir kere başta söylemekte fayda var. Türkçe de 3 tehlikeli kelime var. Bu kelimeler bir araya geldiğinde gelişim, değişim ve dönüşüm duruyor. Ruhun büyümesi, genişlemesi imkansız hale geliyor. Daha üst versiyonumuz olabilme ihtimalimiz ortadan kalkıyor.


O üç kelime;


"ben bunu biliyorum"


Eğer zengin değilsen zenginlik hakkında sadece fikrin vardır. Ya da gördüklerini yorumlayabilirsin. Zenginliği yaşamadıysan ne olduğunu bilemezsin.

Eğer tekne kullanmayı bilmiyorsan, sadece limandaki teknelere bakarak yorum yapabilir, fikir öne sürebilirsin. Bildiğini iddia edemezsin. Teoride kalır.

Deniz kenarında bir evde hiç oturmamışsan sadece fikrin olabilir. Ama yaşamış olmazsın.


Deneyimin yoktur.


O halde ben bunu biliyorum dediğin şeyi yaşamıyorsan sadece teoriktir. Kafandadır. Yorumdur. Fikirdir. Gerçek değildir. Gerçek duygular yoktur. Tecrübe yoktur. Bilinç yoktur.


Sizi konfor alanınızda tutar. Bu ezberlenmiş ve kaçamak yaptıran zihin sizi değişimden alıkoyar!


Hem fikir miyiz? O halde devam;

Gerçek sen & sahte sen


Şimdi ilginç bir bilgi daha!


Sen içinde aslında iki sen barındırıyorsun. Ve ikisi sürekli birbiriyle ilişki içerisinde.

Biri gerçek sen, biri sahte sen! Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim:) Yazımı okumaya devam edin. Ne demek istediğimi göreceksiniz!


Gerçek sen; doğduğun, dünyaya geldiğin halindir.


Sahte sen; dünyaya geldikten sonra bu yaşına kadar doldurduğu düşüncelerin, duygularını ezberlemiş bedenin şu anki halidir. Şartlanmış aklındır, bilinçaltındır.


Öğrenilmiş kişiliktir.

Dünyaya boş bir bardak olarak gelirsin


Bu dünyaya mutluluk, sevgi, paylaşım ve koşulsuz bir insan olarak gelirsin. Sonrasında ise şartlar ile dünyaya ayak uydurursun!


Bir yığın prosesten geçersin. Kendini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bilgi ile doldursun.


Bir çok yoldan öğrenirsin. İlk yol; kendi tecrübelerindir. İlk günlerinden başlar; Karnın acıktığında gugu dersin. Sorunu çözemeyince; ııh. Hala çözemeyince AAAAAAA diye bağırırsın… Bebek halinle bile bir karara varır, bir inanç oluşturursun. Demek ki bu böyle çalışıyor dersin… ( 30 yaşına gelmiş, hala ebeveynleri ile yaşayanlar böyle bir bilinçaltını hala taşıyor olabilir! )


Yaşamının kullanma kılavuzuna eklersin. Dosyalarsın. Şartlanmış akıl gelecekte ihtiyacı olduğunda bu dosyaları kullanır.


Yaş ilerledikçe oluşturduğumuz inanç kalıpları, şimdi nasıl düşündüğümüz, nasıl davrandığımız, nasıl hayatta kaldığımızın bir taslağı, kullanma kılavuzu haline gelir.

Bunun adı "EGO" dur!


Bu taslak hayatta kalmak için, çevrene uyum sağlamak için öğrendiğin kullanma kılavuzundur. Seni evcilleştirmeye çalışanlardan öğrendiklerindir.


BU GERÇEK sen değildir. Gerçek değildir. Sadece tecrübelerinle elde ettiğin şartlanmış aklındır. Bardak değildir. Bardak gerçek sen’ dir. Sahte sen; bardağın içerisindekidir!


Kişilik dediğimiz şey sadece egoik bir yaklaşımdır. "Ben buyum kardeşim" dediğiniz ve "bu benim" diye tanımladığınız davranışınızın; çocukluğunuzda başkalarından öğrendiğiniz bir davranış modeli olabilme ihtimali çok yüksektir.

4 Kritik Bilgi


1. Bu olma hali; senin tarafından gelişmek için değil, hayatta kalmak için yaratıldı. ( survival mod )


2. Bu olma ve düşünme hali; çocukluğunuzun varsayımlarını ve kararlarını temel alır.


3. Sahte sen; ebeveynlerin, öğretmenlerin, din adamlarının, medyanın, arkadaşların, akrabaların gösterdikleri, YAP ya da YAPMA dedikleri ile şartlandırıldı.


4. Bunların sonucunda oluşturduğunuz bu program ya da kişilik gerçek sen değildir. Sahte sen’ dir.

"İç sesi" tanıma


Sahte sen; çocuklukta ya da büyürken kasetin içerisinde saklanılmak üzere kaydedilmiş bilgidir! Şimdi bu kasetin içerisindekiler bilinçsiz bir şekilde, alışkanlık olarak çalmaktadır.

Bu kasetin adı: İç sestir!


Kafanızın içerisinde konuşan bu küçük iç seste duyduklarınız gerçek sen değil sadece kasetteki kayıtlardır!


Şimdiye kadar bunu gerçek sen zannettiniz. Söylediklerini satın aldınız. Kabul ettiniz. Ona göre hareket ettiniz.


Ama siz kasetin kendisi değilsiniz. Siz kaseti çalansınız!


Siz program değilsiniz. Programı çalıştıransınız! Farklı programları çalıştıran bilgisayarsınız.


Siz bardağın içindeki değilsiniz. Bardağın kendisisiniz! Siz bardağın içindekini tutansınız!


Başka bir deyişle; siz akıl değilsiniz. Akıl sadece görevini icra eden bir parçanızdır.

Siz daha büyük bir varlıksınız! Yüce bir varlık! Olduğunuzdan daha fazlasısınız ve daha fazlası olabilirsiniz.


Gerçek güç ve özgürlük; kendinizi aklınızdan ayırt edebilmektir. Kendini aklından ayırt edebilmekle mümkündür. İçinizdeki sesin size karşı mı yoksa sizin lehinize mi çalıştığını anlaması için gözlemci pozisyonuna geçmesi gereken bir varlıksınız. Kafanızdaki ses bardağın kendisinden mi geliyor yoksa bardağın içindekilerden mi?

İç sese tanıklık etmek


İç sesiniz olacağınıza, onu gören, duyan, ona tanıklık eden olmalısınız. Aklın, gerçek sen olmadığını anladığınızda otomatik ve bilinçsizce koşuşturup duracağınıza, şimdi, şu anda, anda gerçek senin gerçek bir seçimine sahip olabileceksiniz.

Bilinç


İşte bu seçimin adı "bilinç'tir. Eğer bunu anlayabilirseniz tüm hayatınız değişir. Bunu anladığınızda; programlanmış düşünce ve duygularınızı izleyebilecek ve onlara inanmak ya da onlara göre hareket etmek ya da durmak zorunda kalmayacaksınız!

Neden insanlar bunu bilmez?


Çünkü sudaki balık, suyun dışına çıkmadan suyun içinde olduğunu anlayamaz. Siz de gerçek sen ya da sahte sen olup olmadığınızı anlayamazsınız.


Gözlemci pozisyonuna geçip sahte sen’ in dışına çıkıncaya kadar gerçeklik yoktur!


Şimdiye kadar bu sayfa da kaldıysanız sizi tebrik ederim. İşinize yaradığını ümit ediyorum.


Sahte sen'i nasıl yeneriz? Gerçek sen zaman içerisinde nasıl ortaya çıkar? Ya da nerededir? Hayatı gerçek sen olarak yaşayabilmek için neler yapmamız lazım? Pratikleri nelerdir? gibi hayati konuları detaylarıyla öğrenmek ve çok kısa sürede yaşamınızın bir üst versiyona geçmek isterseniz aşağıda size sunduğum ve yüzlerce kişinin hayatını değiştirmesine, düzeltmesine vesile olan "İçimizdeki Gücün Sırları" güçlü zihniyet programımın tanıtım sayfasını incelemenizi tavsiye ederim.

Hak Atölyesi" nde başarının sıkı çalışmanın, eğitimin ve sabrın sonucu olduğuna inanıyoruz. Verilen örnekler genel olarak değerlendirilmemeli ve hiçbir zaman sonuç garantisi olmadığı bilinmelidir. Sağlanan bilgiler doğası gereği eğiticidir ve yasal veya finansal tavsiye niteliğinde değildir. Bu web sitesini veya herhangi bir ilgili materyali kullanarak, kendi sonuçlarınızın veya bunların eksikliğinin tüm sorumluluğunu almayı kabul edersiniz. Ekibimiz sizi desteklemek için burada, ancak herhangi bir aksiyona geçmeden veya herhangi bir risk almadan önce her zaman durum tespiti yapmalısınız. Başarı sizin göreviniz, yükümlülüğünüz ve sorumluluğunuzdur.


Risk uyarısı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, protföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.

Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Risk Warning: Investment information, comments and recommendations contained herein are not within the scope of investment consultancy. Investment consultancy service is provided within the framework of investment consultancy agreement to be signed between brokerage houses, portfolio management companies, non-deposit banks and the customer. The comments and recommendations contained herein are based on the personal opinions of those commenting and recommending. These views may not be suitable for your financial situation and risk and return preferences. Therefore, making an investment decision based solely on the information contained herein may not yield results that meet your expectations.

Erguvan Global Limited | +44 7873 739240 | 71-75 Shelton Street, Covent Garden, London,

United Kingdom, WC2H 9JQ

© Telif Hakkı 2023 | Tüm Hakları Saklıdır.